CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) yetkilileri hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nda suç duyurusunda bulundu.

Diyarbakır’da hasat sonrası ürünlerini satmak amacıyla TMO’da randevu alamayan çiftçilerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TMO yetkililerinin görevlerini kötüye kullandığını belirterek, "fiyatları etkileme", "haksız kazanç", "görevi kötüye kullanma" ve "rüşvet suçu" gibi konularda sorumlular hakkında soruşturulma talep etti.

“ÇİFTÇİLERİ RÜŞVETLE TEHDİT ETMEYİN”

Adliye çıkışı açıklama yapan Tanrıkulu, TMO'nun yeterli depolama alanının olduğunu, kullanmadığını ve hasattan sonra randevu verilmediğini belirterek, "En az 1,5 aydır TMO, Diyarbakır'da buğday ve arpa hasadından sonra alım randevusu vermiyor. Taban fiyatının altında çiftçilerin ürünlerini satmasına neden oldu. Aracılar devreye girerek ton başına 300, 500 lira alarak erken randevu sistemini devreye sokmuşlar. Küçük çaplı çiftçilerin uğradığı bu zarar konusunda rüşvet, rüşvete aracılık, fiyatları etkileme ve görevi kötüye kullanma yönünden suç duyurusunda bulundum. Bir hukukçu, bir milletvekili olarak yetkililere sesleniyorum, çiftçilere zamanında randevu verin, suç işlemeyin. Aracılara sesleniyorum; çiftçileri rüşvetle tehdit etmeyin" dedi.

Tanrıkulu, Savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinde, şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır milletvekiliyim. Uzun zamandır hasat dönemi olmasına rağmen çitçilerin ürünlerini randevu siteminin geç işlemesiyle TMO’ya (Toprak Mahsulleri ofisi) vermek istediği halde veremediğini gözlemledim. Bu konu ile ilgili hem mağdur çitçilerle hem de oda yetkilileri ile temasa geçtim ve yetkilileri çözüm bulmaları yönünde kamuoyu önünde çağrılarda bulundum ancak bu sorun derinleşerek büyüdüğü görülmektedir.

“TCK 237’DEKİ ‘FİYAT ETKİLEME’ VE TCK 257’DEKİ ‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA’ SUÇLARI İŞLENMEKTE”

11.12.1984 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Toprak Mahsulleri ofis düzenlemesinin 4. maddesinde TMO’nun amacı olarak üreticiler yönünden hububat fiyatlamanın normalin altına düşmesine ve tüketici yönünden ise halk aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek amacıyla ürün piyasası ile ilgili olarak önleyici ve düzenleyici tedbirler almakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu minvalde yaklaşık bir aydır ülke kamuoyunda Diyarbakır ve diğer illerde hububat alım yöntemleri tartışma konusu olmuştur. Bu yıla özgü olarak TMO’nun üreticinin elindeki malları geçen yıllara göre farklı bir düzenleyici politika uygulayarak üreticinin elindeki malları geç aldığı tespit edilmiştir. Bu haliyle TMO’nun izlemiş olduğu çalışma politikası en başta üreticiyi ve devamında tüketici zor durumda bırakacaktır. TMO’nun söz konusu bu çalışma politikası TCK’nın 237. maddesinde belirtilen fiyat ekileme ve TCK’nın 257 maddesinde belirtilen görevi kötüye kullanma suçlarını ihlal etmektedir. Zira TMO’nun anlaşılmaz alım politikası kişilerin mağduriyetini ve kamunun zarar olmaktadır.  TMO yetkilileri görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle sadece kamunun zararına sebep olmakla birlikte kişilere de haksız kazanç (malı düşük fiyatta alan tefeci ve aracılar) sağlamasına yol açmaktadır. Ayrıca hububat fiyatlarını etkilemek suretiyle TCK 237. maddesinde yer alan fiyatları etkileme suçunu işlediklerini değerlendirmekteyiz.

“ÇİFTÇİLER, ÜRÜNÜNÜ ZARARINA SATMAYA ZORLANIYOR”

Çiftçilerin mahsullerini aracı olmadan satın almaya olanak sağlayan TMO uzun zamandır çiftçilere geç randevu vererek ya üreticiyi aracı yada tefecilere mahkum ederek yada Buğday ve arpa hasadına başlayan çiftçilerin ürünlerini depolamak zorunda kalarak ve nakliye masraflarının gitgide artarak ve çitçileri olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Ürünlerini tüccarlara satarlarsa devletin verdiği teşvikten yararlanamayacak olan çitçiler ürünü zararına satmaya zorlanıyor. Ekim sürecinde yaşanan zorlukların ardından hasat dönemine giren çiftçiler, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) randevu vermemesi nedeniyle mahsullerini aracılara düşük ücretle satmaya zorlanmaktadır.

“HEM ÜRETİCİ HEM TÜKETİCİ HEM DE KAMU ZARARA UĞRUYOR”

TMO, ekmeklik buğdayda ton başına 8 bin 250 TL, arpada 7 bin TL alım fiyatı açıkladı. Buğdayda ton başına bin TL, arpada ise 500 devlet desteği verileceği belirtildi. TMO, destekle birlikte ton başına 9 bin 250 TL fiyat verirken, tüccarlar ise 6 bin 250 TL'den alım yaptığı bilinmektedir. Aracıların ton başına 300,00 TL 500,00 TL komisyon aldıkları da kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Yapılan iş ve eylemlerle hem üreticiyi ve tüketiciyi hem de kamuyu zarara uğratan yetkililer hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını talep etmekteyiz.

Yukarıda açıkladığım nedenlerle Sayın Savcılığınızca soruşturma sürecinde belirleyeceği suçlamaya konu iş ve eylemlerinden sorumlu olan kişi yada kişiler hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak haklarında kamu davası açılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.”