GÜNDEM

ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE ÖĞRETMENLER: RİYAKARCA ÖVGÜLER DEĞİL, HAKLARIMIZI İSTİYORUZ

24 Kasım Öğretmenler Günü'nde öğretmenler bugün Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelerek "Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz" dedi.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE ÖĞRETMENLER: RİYAKARCA ÖVGÜLER DEĞİL, HAKLARIMIZI İSTİYORUZ

 

Eğitim-İş Sendikası bugün tüm ülkede bir günlük iş bırakma eylemi düzenliyor. Öğretmenler ülke genelinde kent merkezlerinde Atatürk Anıtları önünde basın açıklamaları yaparken, Ankara'da ise Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya geldiler. Burada bir açıklama yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay "Bugün bize 'hakkınızı ödeyemeyiz' edebiyatı yapmak için sıraya girecek olan yöneticiler, gerçekten de hakkımızı ödemiyorlar" dedi.

 

 

 

'ÖĞRETMENLERİN YARISINDAN FAZLASI KREDİ KARTININ SADECE ASGARİ BORCUNU ÖDEYEBİLİYOR'

Eğitim-İş’in Öğretmenler Günü için binlerce öğretmenle görüşerek oluşturduğu güncel anketten verileri açıklayan Özbay öğretmenlerin yüzde 95’inin maaşının yetersiz olduğunu söylediğini belirtti. Özbay "Öğretmenlerin yüzde 65’i esnafa, yüzde 37’si şahıslara borçlu. Öğretmenler için bir ay ortalama 30 gün değil bir yıl gibi geçiyor, ay sonu bir türlü gelmiyor, öğretmenlerin yüzde 72’si her ay borç alarak ayakta kalabiliyor. Öğretmenlerin yarısından fazlası kredi kartının sadece asgari borcunu ödeyebiliyor" dedi.

 

 

Öğretmenlerin yüzde 96’sının “gelecekten ümitli değilim” dediğini, yüzde 92’sinin borçları nedeniyle mesleki veriminin düştüğünün farkında olduğunu kaydeden Özbay öğretmenlerin yüzde 60’ının görevden alınma korkusu yaşadığını dile getirdi.

 

Özbay Cumhuriyet’e layık bir şekilde laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim veremiyor olmanın sıkıntısını yaşayan öğretmenlerin yüzde 99’unun eğitimin niteliğinin her gün biraz daha düştüğü tespitinde birleştiğini vurguladı.

 

 

Öğretmenlerin yüzde 90'ı için tatilin evinde kalmaktan ya da köyüne gitmekten ibaret olduğunu söyleyen Özbay artık yaşanabilir bir emeklilik hayalinin de imkansız olduğuna işaret etti.

 

Özbay tüm bu acı tablonun sadece öğretmenler için değil tüm eğitim emekçileri için geçerli olduğuna dikkat çekti.

 

 

"Dünyada başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim de eğitim emekçisi de bu kadar değersizleştirilemez!" diyen Özbay taleplerini şöyle sıraladı:

 

  • İnsanlık onuruna yaraşır bir ücret alıp, insanca yaşamak istiyoruz!
  • Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesi istiyoruz!
  • Ücretli, sözleşmeli öğretmenliğe son verilmesini, kadrolu güvenceli atama yapılmasını istiyoruz!
  • Öğretmen ve yönetici atamaları başta olmak üzere tüm atamalarda mülakatın kaldırılmasını, tüm kademelerde somut kriterler ile liyakatin esas alınmasını istiyoruz!
  • Ek ders ücretlerimizin emekliliğe sayılmasını talep ediyoruz!
  • Eğitim emekçilerinin köle değil geleceğin mimarları olduğunun idrak edilmesini istiyoruz!
  • Sadece öğrencilerimiz ve kendimiz için değil ülkemizin geleceği için laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitim istiyoruz!
  • Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının, hükümetin ekonomi ve eğitimde din eksenli politikaları ile değil nesnel ve bilimsel kriterlerle belirlenmesini talep ediyoruz!
  • Yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini istiyoruz!
  • Öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınmasını talep ediyoruz!
  • Her şeyden önemlisi meslek onurumuzu geri istiyoruz!

 

EN BÜYÜK HEDİYE HAKLI KAVGAMIZA OMUZ VERMEK

Özbay "Öğretmenler Günü’nde bize vereceğiniz en büyük hediye, haklı kavgamıza omuz vermek; kendinize yapacağınız en büyük iyilik ülkenin eğitimine, yani geleceğine sahip çıkmaktır" dedi.

 

Eğitim-İş yarın da Ankara Anıtpark'ta bir miting düzenleyecek ve mitingin ardından öğretmenler karanfillerle Anıtkabir’e yürüyecekler.

 

 

TÖB-SEN'DEN HATAY'DA EYLEM: CUNTA ÜRÜNÜ GÜNÜ DEĞİL, HAKLARIMIZI İSTİYORUZ

Hatay'da Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN) sabah saatlerinde düzenlediği basın açıklamasında "Depremde yitirdiğimiz öğretmenleri saygıyla anıyoruz" yazılı pankart açtı.

 

Sendika 12 Eylül cuntasının dayattığı 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kabul etmediğini duyurdu.

 

Basın açıklamasında konuşan TÖB-SEN Yönetim Kurulu üyesi Deniz Ezer "12 Eylül darbesi ile birlikte tüm demokratik kurumları kapatan, temel hak ve özgürlükleri sınırlandıran, öğretmenlerin ve tüm halkın özgürlükleri ve yaşam hakkı gasp eden Cunta’nın belirlediği bir gün öğretmenler günü olamaz" dedi.

 

Ezer "Bugünü yani 24 Kasım'ı anlamlı kılan tek şey Mustafa Kemal’in Başöğretmen ilan edilmesidir. Bu tarihsel bir gerçekliktir. Onun dışında Cunta’nın belirlediği bir gün Öğretmenler Günü olamaz" ifadelerini kullandı.

 

Siyasi iktidarın 24 Kasım’da öğretmene güzelleme yapacağına öğretmenin yaşam standardını yükseltmesi gerektiğini belirten Ezer "Eğitim emekçileri kiralarını ödemeyecek duruma gelmiştir. Özellikle büyükşehirlerde yüksek kiralar nedeniyle ciddi anlamda barınma sorunu yaşanmaktadır. Yıllardır geçimlerini büyük ölçüde borçlanarak sürdüren, kredi ve borç batağına saplanan öğretmenler yaşanan ekonomik dalgalanmadan fazlasıyla etkilenmektedir" diye konuştu.

 

Eğitimin gericileşmesine karşı mücadeleye devam edeceklerinin de altını çizen Ezer "Çocuklarımızı ve gençlerimizi okul içinde ve dışında bekleyen tehlikelerin, eğitim sistemini kuşatan gerici uygulamaları bizzat tanığı olan öğretmenleriz. Bizler, öğretmenlerin ‘iktidarın memuru’ yapılmasını, öğretmen ve yönetici atamalarının siyasi torpillerin gölgesinde yapılmasını değil; nitelikli eğitimin nitelikli öğretmenle mümkün olabileceği gerçeğinden hareketle, çalışma ve yaşam koşullarımızın iyileştirilmesini istiyoruz. Öğretmenler dünyada olduğu gibi siyasi iktidarlara değil; halka ve öğrencilerine karşı sorumludur" dedi.

 

 

BİRLİK SENDİKASI: ORTADA KUTLANACAK DEĞİL MÜCADELE EDECEK BİR TABLO VAR

Öte yandan Birlik Sendikası Özel Okul Öğretmenleri Dayanışma Ağı tarafından yapılan açıklamada 24 Kasım'da ortada kutlanacak değil mücadele edecek bir tablo olduğu dile getirildi.

 

Açıklamada "Bugün biz öğretmenler için yarınlara güvenceyle bakmak zor hale geldi. Yaşamımızı sürdürecek, gelişimleri arttıracak temel geçim olanaklardan dahi yoksun bulunmaktayız. Müfredatın dini referanslar üzerinden düzenlendiği, eğitimin içinin boşaltılarak laik ve bilimsellikten uzak bir eğitimin çocuklarımıza empoze edilmeye çalışıldığı ülkemizde, öğretmenlerin payına bu 24 Kasım’da da sömürü ve yoksulluk düşüyor" denildi.

 

Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu ailesinin gıda ihtiyaçlarını, sağlık harcamalarını karşılamakta zorluk çeker, kredi kartı borçlarını ödemekte zorlanırken özel okul patronlarının sayısız teşvik, devlet desteği ile zenginliklerini artırmaya devam ettiğini vurgulayan Birlik Sendikası'nın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 

"24 Kasım’da da ortada kutlanacak değil, mücadele edilecek bir tablo olduğu çok açık!

 

Tarihleri boyunca aydınlanmacı bir kimliğe sahip olan öğretmenler olarak mevcut sorunlara boyun eğen pozisyonda kalmayacağız.

 

Birlik Sendikası’nda bir araya geliyor ve mücadelemizi büyütüyoruz.  24 Kasımlar artık özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin mücadele günüdür!"

Paylaş :

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.