İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 761’inci haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 761’inci haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi.
Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde 10 Eylül 1996 tarihinde katledilen Hatice Atalay’ın faillerini sordu.
Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Sekreteri Ömer Saman, “90’lı yılların karanlık dehlizlerinde katledilen ve kaybettirilen insanların hesabını sormak için alanlardayız. Bugün ülkenin birçok yerinde cumartesi anneleri, kayıp yakınları ve hak savunucuları aynı taleple yine alanlarda. Cumartesi İnsanlarının Galatasaray Meydanı’ndaki haklı taleplerini sahipleniyoruz. Anayasal bir hakkın abluka ve işkenceye varacak bir şiddet ile kısıtlanması doğru bulmuyoruz. Yetkililerden derhal bu alanın açılmasını ve cumartesi insanlarının mücadelesine saygı duyulmasını talep ediyoruz” dedi.
İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Berfin Elçi ise Hatice Atalay’ın hikayesini paylaştı. Elçi, “10 Eylül 1996 tarihinde gece saat 10.00 ile 11.00 saatleri arasında Hatice Atalay, eşi ve komşuları Hatice Akkoç, eve yaklaşık 1 kilometre mesafede olan ve Dicle Emniyet Müdürlüğü’nün karşısında bulanan sebze bahçelerini sulamaya gider. Sulama sırası gelen aile Emniyet Müdürlüğü’ne bir gün öncesinden bilgi verirdi. Atalay ailesi de öncesinde bu durumla ilgili Emniyet’i bilgilendirir.
Hatice Atalay bahçeyi sulamaya başladıktan bir süre sonra, Emniyet Müdürlüğü’nün arka kısmında bulunan Ziyaret Tepesi’nden orada sürekli bir şekilde konumlanan Özel Harekât Timleri tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açılır. İlk taramadan sonra, bir el silah sıkılır, sonra tekrar seri bir şekilde ateş edilir. O esnada Hatice Atalay’ın Eşi Emniyete doğru feryat-figan koşarak silah sıkmamalarını söyler. Ancak orada bir polis kendisine hakaret edip ‘seni de öldüreceğiz’ diyerek ona bağırır.
Hatice Atalay’ın yaralandığını ve hastaneye yetiştirmek istediğini eşi o esnada polislere bildirir. Ancak sabah saat 06.00’a kadar Emniyet mensupları onları orada oyalar.
Hatice Atalay orada kan kaybından hayatını kaybeder. Daha sonra olay yerine Cumhuriyet Savcısı ve Doktor getirilir. Hatice Atalay’ın cenazesi, hastane işlemleri bittikten sonra aileye teslim edilir.
Soruşturma sonucu Emniyet yetkilileri, olay yerinde mermi bulamadıklarını ve olayla ilgilerinin olmadığını söyler ve dosya cumhuriyet savcısı tarafından kapanır.
Olayın işlendiği tarihten bugüne yetkililer tarafından etkin ve bağımsız bir soruşturma yapılmadığı için olay faili meçhul olarak kalır.
Şimdi de; Hatice Atalay ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz” ifadelerine yer verdi.