Diyarbakır Barosu, 6 Şubat depremlerinin birinci yıldönümünde “unutmayacağız” diyerek, depremde hayatını kaybeden meslektaşlarını ve bütün vatandaşları andı.
Diyarbakır Barosu’nun yönetimi ve çok sayıda avukat, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin birinci yıldönümünde, hayatını kaybeden başta meslektaşları ve tüm vatandaşları düzenlediği basın açıklamasıyla andı.
Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Hicran Kandemir'in okuduğu Baronun açıklamasında şunlar söylendi;
“Tam bir yıl önce bu saatlerde evlerimizde, yataklarımızda; sevdiklerimizin yanımızda, yan odamızda olduğunu bilmenin huzuruyla uyuyorduk. Saat 04:17’de o hiç bitmeyen 65 saniye yaşandı. 65 saniye içerisinde sevdiklerimizi, ailelerimizi, komşularımızı kaybettik. Evlerimizi, iş yerlerimizi kaybettik. Sokaklarında büyüdüğümüz şehirlerimizi, hatıralarımızı kaybettik.
Resmî kayıtlara Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olarak geçen depremin merkez üssü, kalplerimizdir. Zamanla kapanacağı söylenen yaralarımız ilk günkü gibi derin ve açık; acılarımız ilk günkü gibi taze…
6 Şubat’ta yalnızca fay hattı kırılmadı, âdeta zamanda bir kırılma yaşandı ve artık her birimiz başka, farklı bir hayatı yaşıyoruz. Yaşananların dehşetini anlatmak için sayıların büyüklüğüne sığınmak istemiyoruz. Resmî açıklamalara göre aralarında 122 meslektaşımızın da olduğu 50 binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybetti, 100 binin üzerinde yaralımız var demek istemiyoruz. Çünkü sevdiklerimizin istatistiklerini tutmak değil, isimlerini ve hatıralarını yaşatmak istiyoruz. İnsanlarımız şehirlerinde tekrar insan onuruna yaraşır yaşam standartlarına kavuşsun istiyoruz. Sorumluların tamamı yargı önünde hesap versin, bu acılar bir daha yaşanmasın istiyoruz. Yakınları aradan geçen bir seneye rağmen bulunamayan ailelerin sesi duyulsun, en azından bir mezar yerine sahip olsunlar istiyoruz. Kaybedilen uzuvların, bir ömür boyu taşınacak yaraların üzerinin ortalamaya yuvarlanmış bir sayıyla kapatılmasını istemiyoruz. Kaybettiğimiz canlarımızın hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
İnsanın en büyük eksikliklerinden birinin; hafızasının yetersizliği, unutkanlığı olduğu söylenir. 6 Şubat’tan beri belki çok eksildik ama en büyük eksikliğimiz olan unutkanlıkla malûl olmadık."
Kayıplarımızı unutmadık’ denilen açıklamada, hayatlarını kaybeden baro üyelerinin ismi zikredildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi;
“Serhan ÖZDEMİR’i, Baver KARAKOYUN’u ve Yusuf Can BAYANCUK’u unutmadık. Sevdiklerimizin sesleri, çığlıkları yıkıntıların arasından yükselirken enkazların başında yaşadığımız çaresizliği unutmadık. Arama kurtarma çalışmalarında, yardım malzemelerinin ulaştırılmasında yaşananları unutmadık.
Ama dayanışmayı da unutmadık.
Enkazları, tırnaklarıyla kazımak için koşup gelenleri; dişinden tırnağından artırdığını paylaşanları unutmadık.
Kendileri ve aileleri de deprem felaketinden etkilenmişken meslektaşlarının ve yurttaşların yaralarını sarmaya koşan Barolarımızı, tüm kaynakları ve kapasiteleriyle varlıklarını hep hissettiren 81 ilimizin Baro Başkanlarını, yöneticilerimizi, meslektaşlarımızı, Baro emekçilerimizi unutmadık.
İlk günden itibaren, Türkiye’nin dört bir yanından deprem bölgesine gelen, bir işin ucundan tutmaya çalışan yurttaşlarımızı unutmadık.
Büyük bir organizasyon gerçekleştirip, bizleri yalnız bırakmamak ve adaletin gerçekleşmesini sağlamak için nöbetleşe görev almak üzere Türkiye’nin hemen hemen bütün barolarından gelen yüzlerce avukat meslektaşımızı unutmadık.
Düzenlenen yardım kampanyalarını, 5 Mart 2023 Pazar günü gerçekleştirilen #Büyük Avukat Dayanışması kampanyasını unutmadık. Barınma ihtiyacı olan meslektaşlarımızı, aileleriyle birlikte evlerinde misafir eden meslektaşlarımızı unutmadık.
Yurttaşların adalete erişimlerini sağlamak üzere konteynır ve çadırlardaki adli yardım bürolarında fedakârca görev alan meslektaşlarımızı unutmadık.
Şimdi, depremin birinci yıl dönümünde, yaşanan acıları en derinden hissederken, bu acıların bir nebze olsun giderilebilmesi ve tekrar yaşanmaması için;
Deprem yargılamalarında tüm sorumluların ortaya çıkarılmasını ve en ağır yaptırımların uygulanmasını istiyoruz.
Yakınlarını hala bulamayan ailelerin sesi duyulsun istiyoruz.
Enkazların insan sağlığına zarar verilmeden, atıklarının çevreye ve doğaya zarar verilmeden tasfiyesini istiyoruz.
Yeniden inşa edilecek şehirlerimizin, hatıralarımıza saygı duyularak, tarihî ve kültürel dokuya uyularak kurulmasını istiyoruz.
Bütün bunlar yapılırken yurttaşların, Baroların, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının da içerisinde yer aldığı büyük bir demokratik katılım imkânı sağlanmasını istiyoruz.
Yapılacak konutların bir rant dağıtımı mekanizmasına kurban edilmemesini, faaliyetlerin, barınma hakkını esas alan bir yaklaşımla gerçekleştirilmesini istiyoruz.
Deprem felaketinden etkilenen yurttaşların mağduriyetleri daha fazla artırılmadan, tazmini mümkün olan tüm zararlarının giderilmesini istiyoruz.
Bir yıldır nasıl inatla, inançla ve birbirimize umut vererek dayanışma gösterdiysek, taleplerimizin de aynı şekilde hep birlikte takipçisi olacağız. Ne kadar uzun sürerse sürsün; adalet sağlanana ve şehirlerimiz yeniden inşa edilene kadar buradayız, hep birlikteyiz!”